Türkiye iklimlendirme sektörünün, toplumun yaşam kalitesini artıran çalışmalarında, çevreyi gözeten, yenilikçi, güvenilir nitelikleriyle gelişmesi; sektörü yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da saygın ve öncü bir konuma taşımak vizyonuyla faaliyetlerini yürüten İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği İSKİD, okullarda doğru iklimlendirme konusunu, güncel verileri ve merak edilenleri uzmanlarla birlikte ele aldı. 29 Aralık Salı günü gerçekleşen “Kovid-19 Sürecinde Okullardaki İklimlendirme Sistemleri ve Taze Havanın Önemi” webinar etkinliği, sektörün önde gelen isimlerini bir araya getirdi.
Binlerce öğrenciyi ve ailelerini ilgilendiren okullarda iklimlendirme konusu her geçen gün daha fazla gündeme gelirken iklimlendirme sektörünün uzmanları, pandemi sürecinde atılması gereken adımları ve çözüm yollarını İSKİD’in düzenlediği “Kovid-19 Sürecinde Okullardaki İklimlendirme Sistemleri ve Taze Havanın Önemi” isimli webinarda ele aldı. İSKİD Havalandırma Komisyonu Üyesi Özgür Küçükhüseyin’in moderatörlüğünde gerçekleşen webinarda, İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Atasoy, İSKİD İklimlendirme Teknik Kurul Üyesi Ahmet H. Gökşin, İSKİD Merkezi İklimlendirme Sistemleri Komisyonu Başkanı Süleyman Kavas, Harran Üniversitesi CFD Koordinatörü Dr. Zeynel A. Fıratoğlu ve T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Çevre Sağlığı Daire Başkanı Tuncay Özer görüşlerini paylaştı. Webinar’da ayrıca takipçilerin merak ettikleri soruları sorduğu soru-cevap etkinliği de yapıldı.
Sağlıklı alanlarda, sağlıklı bir şekilde yaşamak hepimizin en temel ihtiyacı
İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Atasoy, bugüne kadar göz ardı edilen iç hava kalitesinin önemini, 0.06 mikron büyüklüğündeki bir virüsün etkili biçimde gösterdiğini, İzmir MMO tarafından başlatılan çalışma itibarıyla bugüne kadar birçok araştırmada okul-sınıf ortamlarında kabul edilemez seviyede kirli havanın mevcudiyetinin tespit edilmiş olduğunu söyledi. Kontrolsüz havadan kaçınılması gerektiğini, virüs konsantrasyonunun türlü yöntemlerle seyreltilmesinin büyük önem taşıdığını ve kullanılan cihaz ve sistemlerin belirli standartlara uygun olduğunun teyit edilmesinin gerektiğini vurgulayan Atasoy, “Sektör üreticileri olarak sektörün %90’nını temsil ediyoruz. Teknik bilgimiz, mühendislik bilgimiz, her şeyimiz bu anlamda mevcut. Eksik olan şey, insanların bu konuda farkındalığının olmaması. Toplumun dikkatini buraya çekmek önemli bir nokta… Bizim ulaşmak istediğimiz hedef, daha sağlıklı ortamlarda yaşamak. Sağlıklı alanlarda, sağlıklı bir şekilde yaşamak hepimizin en temel ihtiyacı aslında… Bunları oluşturmak da bizim elimizde. Kontrolsüz havalandırma virüsün yayılımına sebep oluyor. Bu yüzden havalandırmayı da kontrollü yapmalıyız.” dedi.
Sınıflardaki iç hava kalitesinin yüksek olduğu durumlarda çocukların başarı oranı artıyor
İSKİD İklimlendirme Teknik Kurul Üyesi Ahmet H. Gökşin, iç hava kalitesi konusunun bugüne değin ihmal edildiğini söyleyerek başladığı konuşmasında, “Okullarda, sınıflarımızda, öğretmenler ve öğrenciler uzun süre kapalı alanda kalıyor. Kapalı alanlarda hasta çocuklardan yayılan virüsler ve rutubet, iç hava kalitesini etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Sınıftaki kötü iç hava kalitesi çocuklarda ve yetişkinlerde astımı da tetikliyor.” dedi.
Sınıflardaki en büyük tehlikelerden birinin karbondioksit emisyonu olduğunu belirten Gökşin, şunları söyledi: “Karbondioksit miktarının, doğal havalandırmada 1.500 ppm altında tutulması gerekiyor. Mekanik havalandırma ise 1.000 ppm altında tutulmalı. Sınıflardaki iç hava kalitesinin iyi olduğu durumlarda, çocukların başarı oranının %14-15 oranında arttığı gözlemlendi. Doğal havalandırma pencere açılarak yapılan havalandırmadır. Tabii burada dış havanın durumu da önemli bir faktör… Okullarda havalandırmanın ve iklimlendirme cihazlarının öğrenciler sınıfa gelmeden 2 saat önce çalıştırılması, öğrenciler çıktıktan sonra da 2 saat çalıştırılması öneriliyor. Türkiye’de 55 bin devlet okulu, 14 bin özel okul hizmet veriyor. Bu da 18 milyon öğrenci 1 milyon 100 bin öğretmene tekabül ediyor. Bu rakamlar Türkiye’deki her bir ferdin konuyla ilgili olduğunu gösteriyor. Okullarda pandemi kurulu kurulmasını öneriyoruz. Taze hava kullanımında ısıtma ve soğutma kapasitelerimiz yetmeyebilir. Bu sebeple bu konuda da çalışılmalar yapılması gerekiyor. Okul ve kreşlerde iç hava kalitesi ile çalışan hava perdelerinin kapalı olmasını öneriyoruz. Asansörler bulaş açısından tehlikeli alanlar olduğundan maskesiz asansörlere binilmemesini önemle belirtiyoruz. Tuvaletlerde 7/24 kesintisiz aspiratörler çalıştırılmalı ve %80 taze hava ile negatif basınç sağlanmalı. Aynı zamanda sifonlar çekilirken klozet kapaklarının kapatılması da önemli bir nokta.”
Sınıflarda öğretmen ve öğrenci yokken havalandırma yapılması daha doğru
Harran Üniversitesi CFD Koordinatörü Dr. Zeynel A. Fıratoğlu, Harran CFD grubunun koronavirüs dağılımına yönelik yürütme sürecindeki simülasyon detaylarına yer vererek şunları söyledi: “Referans alınan; Şanlıurfa Ziyaeddin Akbulut Ortaokulu 5/C sınıfının bire bir 3.96 x 6.67 x 3.12 m3 ölçeğinde simülasyon çalışmamızı gerçekleştirdik. Sınıfta 18 sıra ve bir öğretmen masası bulunmaktadır. Çapraz havalandırmaya maruz bırakılan sınıfta açık pencere ve rüzgar giriş hızı 0.8 m/s olan kapı bulunmaktadır ve sınıfta iki öğrencinin enfekte olduğu kabul edilmektedir. Yapılan çalışmalarda tek bir hapşırıkla değişik boyutlarda 104 damlacık meydana geldiği görülmektedir. Damlacıkların çapı 0.1-1000 μ aralığında değişmektedir. Öksürmede hapşırmaya nazaran 10-100 kat aralığında değişen daha az damlacık meydana gelmekte ve bunların hızı ise yaklaşık olarak 10 m/s’dir. Konuşma gibi normal aktivitelerde ise yapılan araştırmalara göre saniyede 50 damlacık meydana gelebilmektedir. Konuşma veya nefes alma sırasında nadiren de olsa damlacıkların çıkış hızları 5 m/s’ye ulaşabilmektedir.” Kapalı alanlar için virüs bulaşma riskini azaltıcı çözümler üzerinde her gün çalışıldığını belirten Fıratoğlu, “Partiküllerin diğer alanlara yayılması durumu söz konusu olabildiği için sınıfta öğrenci ve öğretmen varken kontrolsüz havalandırma yapılmaması gerekiyor. Bu yüzden sınıflarda öğretmen ve öğrenci yokken havalandırma yapılması daha doğru bir yöntem.” dedi.
Çevre ve insan sağlığı ilk defa pandemi ile daha fazla önem kazandı
T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Çevre Sağlığı Daire Başkanı Tuncay Özer, UV Lambalar, HEPA Filtreler ve Diğer Önlemlerle İlgili Test ve Onay Süreci, Türkiye’deki Akredite Laboratuvarlar başlıklı sunumunda sanitasyonun pandemi döneminde ciddiyetini hissettirdiğini ve yapılacak uygulamaların, çalışmaların önem kazandığını söyleyerek dezenfeksiyon ve biyosidal ürünler üzerinde durdu. Özer, “Biz bulunduğumuz durumun hem her yerinde hem de hiçbir yerindeyiz. Covid-19 öncesi iç hava kalitesine farklı açılardan bakıyorduk. Çevre sağlığı normal işleyişine devam ederken bir anda dezenfeksiyon gündeme geldi. Çevre ve insan sağlığı ilk defa pandemi ile daha fazla önem kazandı. Covid-19 ile birlikte biyosidal ürünlerine yönelik talep arttı. Ancak bizim için en önemli olan şey çevre ve insan sağlığının önemi ve korunmasıdır. UVC yöntemi de Covid-19 ile birlikte dezenfeksiyon işlemlerinde kullanılmaya başlandı.” dedi.
Webinar videosuna ulaşmak için TIKLAYINIZ.